Kaynaklar

People’s Analytics: İş Gücünüz Hakkında Daha Fazla Bilgi Edinin (2023)

yazar
yayın tarihi

Artırılmış gerçeklik, dijitalleşme, bilişim, doğal dil işleme, büyük veri, analitik, nesnelerin interneti gibi trendlerin kurumların kritik fonksiyonlarında yaygınlaşmasının yanı sıra, şirketlerin bu fonksiyonları tamamen ele geçirmeye başladığı dönemde trendler tarafından da ele geçiriliyor. Bu trendlerin yarattığı değişim kaçınılmazdır ve şirketler buna ayak uydurmak zorundadır. İnsan, şirketler için önemli bir kaynak olarak görülmekte ve bu kaynağın doğru kullanılması ve başarıya ulaşması için şirketler açısından stratejik öneme sahip bulunmaktadır. Bu nedenle sürdürülebilir bir başarı elde etmek için insanları deşifre etmek ve davranışlarını analiz etmek şirketin hedefleri arasında görülüyor. Bu hedefi gerçekleştirirken ‘insana’ odaklanan İnsan Kaynakları departmanının da devreye girmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Çalışanlar bir gün içinde işte uzun zaman geçiriyor. Ayrıca günlük hayatının çoğunu geçirdiği ortamda kendini iyi hissetmek istiyor. Bu memnuniyeti sağlayabilmek için her çalışanın doğru analiz edilmesi gerekir. Doğru analitik ile çalışanlara kariyer planlaması ve çalışan potansiyellerinin geliştirilmesi konusunda yardımcı olabilir. Ayrıca insan analitiği, şirket başarısının sürdürülebilir olmasını sağlamak ve yönetsel kararlar almak için günümüzde popülerlik kazanmıştır.

People's Analytics nedir?

İnsan analitiği, şirketler hakkında önemli bilgiler elde ederken insan kaynakları ve operasyonel karar alma süreçlerini optimize etmek için kullanılan yapay zeka araçları olarak tanımlanabilir. İnsan analitiği verilerinin doğru kullanımı, insanların nasıl çalıştığı ve işletmede hangi noktanın iyi gittiği konusunda işgücü hakkında daha iyi bilgi sahibi olmamızı sağlar. ‘Doğru işe doğru insan’ felsefesini yerine getirebilmek için hem çalışanlara hem de doğru adayı bulma noktasında yardımcı olur. Aynı zamanda, insan analitiği sayesinde geniş bir aday ve çalışan veri tabanına sahibiz. Bu veri tabanı sayesinde çalışanları rakamlar yardımıyla anlamamıza yardımcı olurken, insanlar hakkında varsayımlarla değil verilerle doğru kararlar almamıza destek oluyor. Somut verilere dayalı olarak alınan kararlar, kurum içi önyargıların azaltılması ve çalışan güveninin sağlanmasının yanı sıra titizliğin ve performansın artırılmasında önemli bir rol oynamaktadır. İnsan Kaynaklarının buradaki görevi, toplanan verileri iyi bir bakış açısı ile kullanabilmek, verileri yorumlayabilmek, veriler sonucunda alınması gereken aksiyonları alabilmek ve raporlayabilmektir. Bu raporlamanın sonunda yönetsel kararlar alınabilir.

Çalışan içgörü analizi

Bilgileri topladık ve verileri elde ettik. Bu verileri anlamlı hale getirdik. Artık öğrendiğimiz bilgilere dayanarak iş süreçlerimizi daha iyi hale getirebiliriz. Şirketimizi ve iş süreçlerimizi daha verimli hale getirmek için yaptığımız çıkarımlar ve elde ettiğimiz kazanımlar içgörü olarak adlandırılır. Bu adımda analitik verileri görselleştirip değişimleri ve trendleri takip ederek verileri anlamlandırabiliriz. Bu değerlendirme sonucunda alacağımız aksiyonlar bize verimlilik katacaktır.

İK verilerine dayalı karar verme

Veriye dayalı karar verme, şirketin hedefleri, stratejileri ve girişimleriyle uyumlu iş kararlarını yönlendirmek için gerçek bilgileri, ölçümleri ve içgörüleri kullanmak olarak tanımlanır. Toplanan verilerin analiz edilmesini ve uygun içgörülerin oluşturulmasını içeren bir süreçtir. Sadece varsayımlarda bulunmak yerine, gerçek, doğrulanmış verileri kullanarak iş ihtiyaçlarının ve dolayısıyla çözümlerin daha iyi anlaşılmasını sağlar.

Verilecek karar ister yeni bir yatırım yapmak, ister karlılığı artırmak, isterse de bir pazarlama kampanyası hazırlamak olsun, doğru kararları vermek çoğu zaman kritik bir değer taşır. Bu makalede ayrıca veriye dayalı karar alma yaklaşımının karar alma süreçleriniz için ne kadar önemli olduğunu tartışıyoruz.

Verilerin arkasındaki anlam

Verilerin karar verme sürecine tam olarak nasıl dahil edilebileceği, iş hedefleri, erişilen veri türleri ve kalitesi gibi bir dizi faktöre bağlıdır. En iyi yönetsel kararlar, doğru temel performans göstergeleri (KPI’lar) ile veri toplama ve analiz araçları kullanılarak alınabilir.

Bir şirket karar alma sürecini birçok farklı şekilde yönetebilir. Örneğin bir anket yaparak müşterilerinin isteyeceği ürün, hizmet ve özellikleri belirlemek için bilgi toplayabilir. Nihai ürünü piyasaya sürmeden önce kullanıcı testleri veya pazar testleri gerçekleştirebilir. Şirket verimliliğini artırmak için şirket içi anketler yapabilir veya maliyet kalemlerinin verilerini inceleyebilir.

Kestirimci değil, kanıta dayalı

Veri odaklı yaklaşımın en büyük avantajı, kararları her zamankinden daha güvenli bir şekilde alabilmektir. Konu ne olursa olsun, elinizde doğrulanmış veriler varsa kararınızın etkisi çok daha net olacaktır. Kararlarınızı ilgili verilerle desteklemeye başladığınızda, sonraki adımlarınız da netleşmeye başlar. Kararlarda verinin asıl önemi tutarlılık ve sürekli büyümede yatmaktadır. Birbiri ardına tutarlılıkla alınan kararlar, günümüzün zorlu dijital çağında uzun vadeli başarının temel bileşenleri olan sürekli ilerleme ve büyüme için eyleme geçirilebilir ölçütler belirlemenize olanak tanır.

İşgücü analitiği trendleri

İK analitiği alanında ortaya çıkan bir dizi trend, iş dünyasını etkileme potansiyeline sahiptir. Bunlardan biri de üretken yapay zeka ve makine öğreniminin İK süreçlerine entegre edilmesi. Bu sayede işe alım süreçlerinden performans yönetimine kadar geniş bir yelpazede daha hızlı, daha verimli ve daha bilgi odaklı kararlar almak mümkün olabilir.

Öte yandan, çalışan deneyimi analitiği sadece iş sonuçlarına odaklanmanın ötesine geçebilir ve şirketlerin İnsan Kaynakları süreçlerine daha duygusal ve bağlantılı bir yaklaşım benimsemelerine olanak tanıyabilir. Bu da memnuniyet, bağlılık ve üretkenlik gibi kritik unsurları yönetmek için yeni stratejilere kapı açabilir. Ayrıca, yetenek analitiği ve duygusal analitiğin yükselişi de dikkat çekiyor. Şirketler, yetenek havuzlarını daha etkili bir şekilde yönetmek ve çalışanların duygusal refahını anlamak için daha bilinçli stratejiler geliştirmeye doğru ilerliyor.

İK analitiği, iş dünyasında stratejik bir güç olarak yükseliyor. Bu veri odaklı yaklaşım, İK yönetimini daha öngörülebilir, daha etkili ve daha insan odaklı hale getirir. Öyle görünüyor ki 2024 yılında ortaya çıkan bu trendler, şirketlerin rekabet avantajlarını artırmak ve değişen iş dinamiklerine hızla uyum sağlamak için İK analitiğini aktif olarak kullanmalarını gerektirecek. Görünen o ki geleceğin iş dünyasında başarı, veri odaklı İK yönetimi ile şekillenecek.